Haber

Ali Yerlikaya mağduriyetini anlattı: Cumartesi Annelerine 5 Yıl Sonra İzin Verildi

Gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve akıbeti bilinmeyen yakınları için 1995 yılından bu yana seferberlik yapan Cumartesi Anneleri, 5 yıl sonra Galatasaray Meydanı’nda açıklama yaptı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, geçtiğimiz günlerde Cumartesi Anneleri’ne yapılan baskıyı ‘mağduriyet’ olarak yorumlamıştı.

Cumartesi Anneleri, gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve akıbeti bilinmeyen yakınları için uzun süredir harekete geçen bir grup. Polis, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmasını sert bir şekilde engelliyordu.

Cumartesi Anneleri 5 yıl sonra rahat bir şekilde Galatasaray Meydanı’nda toplanarak basın açıklaması yaptı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hafta içi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kendisine sorulan soruya yanıt olarak, “Cumartesi Annelerinin yaşadığı mağduriyet budur. En kısa sürede çözüm bulacağız.”

Cumartesi Anneleri’nin 972. haftaya ilişkin açıklaması şöyle:

‘972 haftadır gözaltında kaybolma gerçeğine ve bu suça eşlik eden inkar ve cezasızlık politikalarına dikkat çekmek için bu topraklardaki en uzun hakikat ve adalet çabasını sürdürüyoruz.

Kayıplarımızı gündeme getirmek, devleti yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak için 972 haftadır kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. 25 Ağustos 2018’den bu yana polis şiddeti ve gözaltılar nedeniyle çabalarımız sekteye uğradı. 5 yılı aşkın bir sürenin ardından kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği temsilcileri olarak karanfillerimiz ve fotoğraflarımızla Galatasaray’dayız.

972. haftamızda Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istiyoruz.

27 Ekim 1995’te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu askerleri Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü’ne geldi. Askerler köylüleri köy meydanında toplayarak, tüfek dipçikleriyle dövdü, yaşlıları yerde sürükledi. Rastgele seçilen 73 yaşındaki yürüme güçlüğü çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburu’na götürüldü.

Tabura giden ailelere, onları sormaya. Binbaşı Yurdakul, “24 saat gözaltında tutulacaklar” dedi. Aileler tekrar taburun yanına gittiğinde ise “Biz kimseyi alıkoymadık, bir daha buraya gelmeyin” dedi. Ailelerin başvuruları sonuçsuz kalırken, üç köylüden bir daha haber alınamadı.

Olay, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına yansıdı; “Sanık Yurdakul komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş isimli köylüleri darp etmiş, yaşlı Yurtseven ise aldığı tekmeler sonucu hayatını kaybetmişti. Bunu gören Yurdakul, tanıklık edeceklerini düşünerek diğer iki köylüyü de öldürmeye karar verdi. “İki köylü daha sonra taburun eğitim sahasındaki bir çukura sürüklendi ve üzerine benzin dökülerek yakıldı.” formatta geçti.

Ancak tanık ifadelerine ve suça katılanların itiraflarına rağmen dava kesin beraatla sonuçlandı.

İç hukuktan sonuç alamayan aileler AİHM’ye başvurdu. AKP Hükümeti, AİHM’ye yaptığı savunmada hatasını kabul ederek, üç kişinin kaybolmasından üzüntü duyduğunu belirterek, kayıplarla ilgili aktif bir soruşturma yürütme taahhüdünde bulundu. İhlali kabul ederek tazminat ödemeyi tercih etti (Karar Tarihi: 18.12.2003-Başvuru no: 31730/96).

972. haftamızda bir kez daha söylüyoruz: Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken, Münür Sarıtaş ve tüm kayıplarımızı aramaktan, faillerinin yargılanıp cezalandırılmasını talep etmekten vazgeçmeyeceğiz.

cumayeriajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu